Tanrım beni yavaşlat ! Aklımı sakinleştir, kalbimi dinlendir.
Günün karmaşası içinde, bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver. Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka.
Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek yada kediyi okşamak için durmayı, bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret.
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat. Hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı artırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim.
Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla. Bakıp göreyim ki onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır.
Ve hepsinden önemlisi: Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için ‘cesaret’, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmem için ‘sabır’, ikisi arasındaki farkı bilmek için ‘akıl’ ve beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak ‘dostlar’ ver.
**Bu metin Milattan yaklaşık 2000 yıl önce Hititler’e ait kalıntılar içerisinde bulunan bir duvar yazısına aittir.
Hayatım boyunca tuhafıma giden en önemli şey insan hayatlarındaki hataların ve yaşananların hiç değişmemesi. Etrafımdaki herkesle aynı hayatı yaşıyorum hiçbir farkım yok. Yaşamı tekrarlıyorum. Varlığımın hiçbir getirisi yok.
YanıtlaSil