15 Temmuz 2011 Cuma

Barselona'dan bir fıstık :)

İspanyol insanında biraz tembellik var. En hayati ihtiyaçları sunan dükkanlar bile akşam 5 oldu mu kapatıyor. Hafta sonları ise hiç açmıyorlar. Açıkçası ben bir Türk olarak bu güne kadar hafta sonu açmayan dükkan görmemiştim. Ama Allah'tan göçmenler var ve oldukça çalışkanlar. Şu an oturduğum mahallede akşam altıdan sonra yemek yemem gerektiğinde gittiğim Çin lokantası da Çinli (ya da Japon) göçmenlere ait. Çin lokantası dediğime bakmayın aslında hamburger tost falan yapıyorlar. Gide gele alıştık oradaki insanlarla birbirimize. Aynı dili konuşamasak da aramızda güzel bir iletişim var. Sabahları bana çikolatalı poğaça ısmarlayan bir teyzem bile var orada. Ancak bazen gerçekten çevirmene ihtiyaç oluyor. O zaman li çi devreye giriyor, sizi kendisiyle tanıştırayım,

li çi

Dükkandaki tek ingilizce bilen kişi o, ve annesi onunla gurur duyuyor. Kendisi tam bir halkla ilişkiler uzmanı, ben daha onun adını ezber edemeden o kolamda limon sevdiğimi, ve kahveyi sütlü ve küçük fincanda sevdiğimi çoktan öğrenmişti. :)

fıstık :)

O bana İspanyolca kelimeler öğretiyor ben de onun İngilizce'sini pratik etmesine yardım etmiş oluyorum. Bir de dükkana takılan kıvırcık saçlı bir eleman var. Sanırım ona aşık, çünkü eleman ne zaman gelse pek bir şımarıyor bizimki. :) Şimdilik bu kadar.

3 yorum:

  1. hahahha harika:) Kızın da senin d yanağını sıkasım geldi:) Bu arada umarım aşkı karşılıklıdır:)

    YanıtlaSil
  2. Kıvırcık saçlı eleman pek havalı ama öyle böyle değil :)

    YanıtlaSil
  3. haha :-) degisen barselona'ya damardan giris. çinliler, önce çin lokantasi pazarini, daha sonra japon lokantasi pazarini satüre ettiklerinden 2-3 senedir klasik mahalle barlarini devralip isletiyorlar. Senin komsular da boyle. Daha cok calistiklari icin ve muhtemelen kendileri içkilerini tüketmedikleri için eski katalan ve ispanyol bar sahiplerine göre daha cok ekonomik verim aliyorlar!
    Ama evde yemek iyidir :-)

    YanıtlaSil

Yorum yazan eller dert görmeye